ESHABIM GÖKTEKİ YILDIZLAR GİBİDİR HADİSİ SAHİHMİ?
Canibim.Com

ESHABIM GÖKTEKİ YILDIZLAR GİBİDİR HADİSİ  SAHİHMİ? - Canibim.Com

 

ESHABIM GÖKDEKİ YILDIZLAR GİBİDİR,HANGİSİNE UYARSANIZ SİZİ FERAHA GÖTÜRÜR HADİSİ SAHİHMİ?

Evet, bu rivayetlerden hiçbiri sahih değildir. Bundan dolayı Ahmed b. Hanbel: “Sahih olmayan bir hadis” ve Bezzâr: “Bu söz, Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem)'den sahih değildir” demiştir. Fakat Beyhakî: “Bu rivayet bize, kuvvetli olmayan muttasıl bir isnatla ve munkatı başka bir isnatla rivayet edilmiştir.24 May 2023

 

(İsmail ağa telif  ve araştırma merkezi )


 

Sahabenin her dediği doğrudur diyebilir miyiz? "Ashabım gökteki yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız..." hadisi sahih mi?

 

“Ashâbım yıldızlar gibidir. Hangisine tâbi olsanız hidayete erersiniz.” anlamındaki hadisin senedi zayıftır. (bk. Beyhakî, el-Medhal, s.164, Kenzu’l-ummal, h. no: 1002)


“Yıldız” olma özelliğinde olan bütün yıldızlar eşit oldukları halde, aralarında büyüklük ve küçüklük itibariyle farklılıklar bulunduğu gibi, sahabeler arasında da yıldızlar gibi fazilet ve mertebe noktasında elbette farklılıklar olacaktır. Bazısı İslâmiyet’le daha önce şereflenmiş. hizmette diğerlerini geçmiş, bir kısmı adalet ve idarede hepsinin üzerine çıkmış, bir diğeri yumuşak huy ve cömertlikte daha ileri gitmiş, bir başkası ilim ve kahramanlıkta diğerlerini geçmiştir.


Bizim ölçülerimiz her şeyden önce elbette Kur’an ve sünnettir. Kitap ve sünnetten sonra sahabeler önemli bir referans kaynağımızdır. Çünkü onlar her şeyi veya lüzumlu bilgilerin önemli bir kısmını doğrudan vahiyden, Hz. Peygamber (asm)'den öğrenme imkânını bulmuş bir güzide cemaattir. Özellikle Hz. Ali’nin içinde bulunduğu dört raşit halife, Hz. Aişe, Hz. Ebu Hureyre, Hz. Muaz, Hz. Abdullah b. Abbas, Hz. Abdullah b. Mesud’un içinde bulunduğu yedi Abdullah gibi alim sahabilerin yeri çok müstesnadır.


Ancak, sahabeden nakledildiği iddia edilen her rivayetin doğru olduğunu söylemek mümkün değildir. Resulullah’a isnat edilen uydurma rivayetler bile varken, uydurma sözlerin sahabelere isnat edilmediğini iddia etmek imkânsızdır. Demek, sahabeye yanlış şeyler isnat edilebilir ve bu yanlışlar sahabeye ait değil, uydurucu yalancılara aittir.


Özellikle, Hz. Ali ve Hz. İbn Abbas gibi ilimde temayüz etmiş kimseler -farklı görüşlere sahip- her kesimin kurtarıcı can simidi hükmünde kabul edilmiştir. Yanlış çizgide yürüyen değişik fırkalar, kendilerini destekleyen bu zatlara ait doğru bilgi bulamadıkları zaman, onlara yalan yere isnatlarda bulunmaktan çekinmemişler.


Bu açıklamalardan anlaşılıyor ki, Kur’an’ın açık ifadelerine ters düşen sözlerin sahabeye ait olmadığını düşünmek, onlara gösterilmesi gereken saygının bir ifadesi olacaktır.


Bununla beraber, sahabelerin farklı içtihatlarda bulundukları da bir gerçektir. Ancak, bir müçtehit hata da etse bir sevap kazanır. Bir içtihadın hatası müçtehitlerin ilmine asla bir noksanlık değildir. Çünkü, peygamberlerin dışında -insan olarak- herkesin yanlış yapma ihtimali vardır. Peygamberlerin de küçük yanlışları olabilir, fakat onları Allah derhal düzeltir. O yanlışlar tedavüle girmeden ortadan kaldırılır.


Diğer taraftan, bir sözün hangi makamda, hangi amaca yönelik olarak söylendiği de önem arz etmektedir. Bir muhataba irşat için verilen hususi bir ders, başkaları için geçerli olmayabilir. Nitekim, her hastaya aynı ilacı vermek doğru değildir.


Bu ifadeyle şunu kast ediyoruz; diyelim ki, Hz. Ali’nin muhatabı olan kimse, İslam’ın bütün emir ve yasaklarına riayet ediyor, sadece anne-babasına karşı gereken hassasiyeti göstermiyor. Hz. Ali onun bu durumunu bildiği için ona “anne-babanın hakkına riayet edersen cennete gidersin” demiş olsa, bu söz o kimse için doğrudur. Çünkü, adamın tek kusuru odur, onu da tamamladı mı, cennete gitmesine bir engel kalmaz. Fakat siz kalkıp aynı sözü namazı da kılmayan, orucu da tutmayan, hırsızlığı da yapan birine söylerseniz, bu söz elbette yanlış olur.


Ayrıca bir kimse, anne-babanın hakkının büyüklüğünü göstermek için “onların hakkına riayet eden cennete gider” dese ve bununla anne-babanın rızasını kazanmak da cennete götüren vesilelerden biri olduğunu kast etse, bu söz irşat üslubu açısından doğrudur.


Bütün bu açıklamalardan anlaşılıyor ki, herhangi bir konuda hüküm verirken, bir yargıya varmaya çalışırken, acele etmemek gerekir. İslamî literatürün geniş ulaşım hattını elde etmeden, gönül hattını kapatmaya çalışmak her zaman isabetli olmayabilir.

 

 

 

“Ashâbım Yıldızlar Gibidir. Hangisine Uyarsanız, Doğru Yolu Bulursunuz." Hadisinin İzahı


“Ashabım yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız doğru yolu bulursunuz” hadisi, sahih hadis midir zayıf hadis midir? Bu hadisi nasıl anlamak gerekir? 

* *

 “Ashâbım yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız, doğru yolu bulursunuz” hadisini bu lafızla İbn Abdilberr, Hz. Cabir (ra)’dan, rivayet etmiştir.[1]


Benzer rivayetler de şöyledir;

“Ashabım, kendileriyle doğru yolun bulunduğu yıldızlara benzer. Onlardan hangisinin sözünü alırsanız, doğru yolu bulursunuz”[2];


 “Ashâbımın, Ben’den sonra ihtilaf etmeleri hususunda Rabbi’me sordum ve bana şöyle vahyetti: ‘Ey Muhammed! Senin ashâbın, Benim nezdimde gökteki yıldızlar konumundadır. Bazısı bazısından daha parlaktır. Onların ihtilaf üzere bulunduklarından herhangi birine tutunan bir kimse, Benim nezdimde doğru yol üzeredir’.”[3]


Bu hadisi Bezzâr, İbn Abdilberr, Beyhakî, İbn Kesir gibi bazı âlimler “sahih değildir” olarak değerlendirmiştir.[4]


Buna karşılık Ferrâ, “Ahmed b. Hanbel, bu hadisi delil getirmiş ve sahâbenin fazileti hususunda bu hadise itimat etmiştir” demiştir.[5] Zerkeşî de rivayetin bütün tariklerinin zayıf olduğunu ifade ettikten sonra: “Fakat tarikler birbirlerini kuvvetlendirir. Özellikle de İmam Ahmed, sahâbenin fazileti hususunda bu rivayeti delil getirmiş ve ona itimat etmiştir” demiştir.[6]


Beyhakî ve İbn Hacer ise bu rivayetin, kuvvetli olmayan muttasıl bir isnatla ve munkatı başka bir isnatla rivayet edildiğini, ancak başka sahih bir hadisin  bu rivayeti desteklediğini ifade etmiştir.[7]


Bu hadis; “Yıldızlar, gökyüzü için emniyettir. Yıldızlar yok olunca, gökyüzüne vaad edilen şey (kıyâmet) gelir. Ben de ashâbımın emniyetiyim. Ben ölünce, ashâbıma vaad edilen şey gelir. Ashâbım da ümmetimin emniyetidir. Ashâbım sona erince ümmetime de vaad olunan şey gelir” şeklindedir.[8]


Sonuç olarak şunu belirtelim ki bir hadisin zayıf olup olmadığını tespit etmek ictihadî bir meseledir. Yani âlimlerin bazıları bir kısım hadisleri zayıf olarak değerlendirirken diğer bir kısım âlimler bu hadisi hasen olarak değerlendirebilir. Netice itibariyle bu hadis uydurma/mevzû değildir. Bazı âlimlere göre zayıftır. Bazı âlimlere göre ise kendisi destekleyen sahih rivayetler bulunması sebebiyle zayıf değil hasendir.[9]


Hadisi zayıf olarak değerlendirecek olsak bile -ki hasen mertebesinde olduğunu ifade etmiştik- muhaddisler, âkaid ve ahkâma dair konularla ilgili olmamak şartıyla zayıf isnadlı hadislerin rivayetinde bir sakınca görmemişler; mevâiz, kıssalar, amellerin faziletleri gibi tergib-terhib konularında yahut tefsir ve megaziye ilişkin hususlarda hadis rivayet ederken daha hoşgörülü bir tutum ortaya koymuşlar, bu hadislerle amel edilebileceğini söylemişlerdir. Bu itibarla bu hadis ahkam ve âkaid ile ilgili olmadığı için diğer kategorilerde değerlendirilip, amel edilebilir.

 


[1] İbn Abdilberr, Câmi’u beyâni’l-ilm ve fazlihî, c. 2, s. 925, no: (1760)

[2] İbd b. Humeyd, el-Müntehab mine’l-Müsned, c. 2, s. 30, no: (781)

[3] İbn Adî, el-Kâmil, c. 4, s. 151;

[4] İbn Abdilberr, Câmi’u beyâni’l-ilm ve fazlihî, c. 2, s. 923; İbn Kesîr, Tuhfetü’t-tâlib bi ma’rifeti ehâdîsi Muhtasarı İbni’l-Hâcib, s. 141; Beyhakî, el-Medhal, s. 163.

[5]  Ebû Bekir el-Hallâl, es-Sünne, c. 2, s. 480-481.

[6] Zerkeşî, el-Mu’teber fî tahrîci ehâdîsi’l-Minhâc ve’l-Muhtasar, s. 84.

[7] Beyhakî, el-İtikâd, s. 319; İbn Hacer, et-Telhîsü’l-habîr, c. 4, s. 351.

[8] Müslim, es-Sahih, 207-(2531).

[9] Abdülhayy el-Leknevî, Tuhfetü’l-ahyâr, s. 168.


 

 

 

“Ashabım yıldızlar gibidir…” hadisi sahih midir?

Soru: "Ashabım gökteki yıldızlar gibidir, hangisine tabii olsanız hidayete erersiniz." hadisi sahih midir?Sahabenin içinde Münafık olanlar var, Sahabeden mürted olan da var, büyük günah işleyen de var. Bu şekilde düşününce hadisin anlamına ters düşmüyor mu?

 

Cevap: Bu hadis sahih değildir. Genelde “Zuafa” (zayıf hadisleri içeren kitaplar) ve “Mevzuat” (uydurma hadisleri içeren kitaplar) da geçer.


Hadis olarak rivayet edilen bu söz, büyük ihtimalle, Emeviler'in baskı dönemlerinde, kendisine yöneltilen “Hz. Ali mi doğru yoldaydı yoksa , Muaviye mi?” gibi bir soru karşısında, açıklama (Ne bulaşıp,ne kokan cinsinden) yapmak istemeyen bir alim tarafından; veya daha sonra gelen ve soru soranların kafasını karıştırmamak isteyen bir alim tarafından verilmiş bir cevaptır: “Ashap yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız kurtulursunuz.”. (Emevi uydurması) "Vahşiye Peygamberimiz gözüme gözükme seni görünce amcam Hamza 'yı hatırlıyor üzülüyorum dedi. Hz. Ömer halife iken vahşiyi atike divanından maaş bağlamıştı.Vahşinin içki içtiği ihbarı gelince Hz.Ömer onu içerken yakaladı hat cezası verdi,maaşını kesti ve ordan sürdü.Biz vahşiyide yıldızmı sayıp ona uyacağız.


Daha sonra aktarılırken filanca alimin sözü olmaktan çıkıp hadis olarak rivayet edilegelmiştir.


Zaten Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem), sahih hadislerinde, kendisinden sonra neye uyarsak kurtulacağımızı da net olarak ifade etmiştir: “Kur’an ve Ehlibeyti(1



Bu tarzdaki, aslında Efendimiz'in (sallallahu aleyhi vesellem) sözü olmayıp, hadis olarak meşhur olan sözlerin şöyle bir ortak özelliği vardır: İnsanların üzerinde kafa yormak istemeyeceği veya amelî sonuçlarına katlanamayacağı alanlarda pratik çıkış yolu sağlarlar.


Fark ettiyseniz bu söz de insanları, sahabeler arasında herhangi bir açıdan değerlendirme yapmak zahmetinden kurtarıyor. Ulemaya da “o konuya hiç girmeyelim biz” deme şansı veriyor.



Diğer bir nokta ise, “Ashap” kelimesinin anlamıdır. Arapçada “dost, arkadaş” anlamına gelen “sahib” kelimesinin bir çoğul halidir. Aynı anlamda diğer bir çoğul da “Sahabe” kelimesidir.


Farklı ilimler açısından bu kelime farklı anlamlara gelir. Hadis ilmi açısından “sahabe” diye, hadis rivayet zincirinin ilk halkası olan, Efendimiz'i (sallallahu aleyhi vesellem) Müslüman olarak gören tüm kişileri içine alır. Bu tanım, bir değer ifadesi değil, sadece ravileri sınıflandırma ifadesidir.


Diğer taraftan, Allah Resulü'nün (sallallahu aleyhi vesellem) kendi zamanında çıkan bazı tartışmalarda “Ashabımı rahat bırakın.” anlamında sözleri vardır. O, bu sözleri muhacir ve ensarın önde gelenleri, yani ilk baştan İslam davasına gönül verip büyük fedakarlıklara katlanmış kişiler için kullanmıştır.


Değerli kişi manasında “ashab” onlardır. Yoksa hadisçilerin sahabe dediği herkes, Efendimiz'in (sallallahu aleyhi vesellem) değer verdiği “ashab” arasında değildir.


Bu sorunun ikinci kısmındaki problem oradan doğuyor. Yani asrı saadette Müslüman olmuş olan herkese, Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) “ashabım” demiyor zaten. Belirtildiği üzere az sayıda da olsa, onlar arasında dinden çıkan veya büyük günahları olanlar var.Huzeyfe bin Yamaniye Peygamber (s.a.v) min bildirdiği "Münafıkların listesini" nereye koyacağız.Bu toptancı anlayışla "münafıklarıda gökteki yıldızlardan sayıp,onlara uyup kurtuluşamı  ereceğiz."

 


 

1 ) Ibnu Amr Ibni'l-As radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Beni Israil uzerine gelen seyler, ayniyla ummetimin uzerine de gelecektir. Oyle ki onlardan aleni olarak annesine gelen olmussa, ummetimden de bu cirkin isi mutlaka yapan olacaktir. Nitekim, Beni Israil yetmisiki millete (dine, firkaya) bolunmustu. Benim ummetim de yetmisuc millete bolunecektir. Bunlardan bir tanesi haric hepsi atestedir."
"Bu firka hangisidir?" diye soruldu.
"Benim ve ashabimin uzerinde oldugu seyden ayrilmayanlardir!" buyurdular."
Tirmizi, Iman 18, (2643).


Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim bana itaat etmişse mutlaka Allah'a itaat etmiştir. Kim de bana isyan etmiş ise, mutlaka Allah'a isyan etmiştir. Kim emire itaat ederse mutlaka bana itaat etmiş olur. Kim de emire isyan ederse mutlaka bana isyan etmiş olur."
Ravi: Ebu Hüreyre
Kaynak: Buhari, Ahkam 1, Cihad 109; Müslim, İmaret 33, (1853); Nesai, Bey'at 27, (7, 154)

 

 

 

'


 

'Ashabım yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız sapıtmazsınız, doğru yolda olursunuz.' hadisi sahih midir?


Böyle bir hadis çok yaygın olarak kullanılmaktadır. Ama SAHİH hadisler arasında böyle bir hadis yoktur. Zayıf denebilecek rivayetleri de çok azdır. Bu nedenle, ashabın faziletini beyan bakımından kullanılabilir bir söz olmakla beraber dini bir belge olarak kullanılamaz.

Nureddin Yıldız

Tüm MAKALELER