İLM-İ LEDÜN SOHBETLERİ-5
Canibim.Com

İLM-İ LEDÜN SOHBETLERİ-5 - Canibim.Com

 Hak ilminde icmal yoktur, bütün tarifler bize göredir.Yoksa olmuş, olacak hepsi ilminde hazır ve derece derece şuhuttadır, evliya ve ekabire tafsil üzeredir.


 Üstad yazıcı mürekkepte harfleri ve kelimeleri gördüğü gibi, evliyalar da gayipte olan ahvali tafsilatı ile bilip, kendilerinin sabit olan hakikatlerine arif ve vakıf olurlar.Şeyh-i Ekber Hazretleri gibi ki, magrıb denizinde gemiye bindiği zaman ahır ömrüne kadar olacak ahval ona açılmıştır, bu gibilere ilahi hükema derler.


 Adetlere usullere bağlı kalanlar hüküma-i rusumdur ve icmalde kalmışlardır.Tafsilden haberleri yoktur.Zira oraya usul ve adet sığmaz, ancak keşfen dahil olunur, keşif ise ilahi bir husustur, kazanmakla olmaz ise de kazanmak için çalışmak da edeb yoludur.


 Haktaala bir şeyi sebepleriyle yapmaz, ancak sebebe göre yapar, bunun için dilemek, murad etmek lazımdır.(Talebena vecedena)


 Resm-i ilm(usul ilmi) ameller yani yapılan işlerdir.İlahi ilmden istenen ise Fena ve Baka ile neş’eyi tekmil etmektir.Kevni ilmler ilahi ilme götüren Salih işlerdir.İnsanı Hak yoluna götürmeyen, doğru olmayan işler yaptıran ilm şeytanidir, Rahmani değil… Hayal alemine sürükleyen ilmler de makbul değildir, hayal alemi zahir olan mülk alemidir.(Dünya ve kainat) kalb, yani sır alemi melekuttur saliklerin birçoğu hayal aleminden aldıkları şeyleri sır aleminden sanıp yanlış yola ve idealara girişmişlerdir.


 Bu fakir, mekre uğramış bir Hintli ile karşılaştım, nasılsın dediğim zaman: “Her gece manevi miraç ederim” cevabını verdi.Ve bazı keşfe dair sözler söyledi ve daha sonra, namazın fuzuli bir yük olduğunu, şeriate lüzum olmadığını ilave ederek binamazlığını itiraf edince yanından uzaklaşarak Allah’a sığındım…Bir Halvetiye rasladım, o da:”Secde halinde benden nutfe iner ve çok lezzet alırım” dedi.O kötü çirkin hali iftihar ile methetti, bunlar ilmin neticesinden ve şuhudun hakikatinden habersiz olanlar, mertebeleri anlayamayıp, mekri, ilahi ihsan zannedenlerdi.Bir ehil mürşide baş eğip uymaya kibir ve gururları en büyük mani idi."Bir Allah dostunun istikametine bakmayıp,üzerindeki giydiğine takınanlar ne garip değilmi."


 Bir kısım da nefsani ve şeytani hayalati, İlahi ve Rahmani ilham zannedip açıklamış lakin hadiselere uymayınca halk arasında utanç duyarak Cenabı Hakk’a karşı gelip namaz, oruç vs. farzları terk etmiş hatta Mushaf-ı Şerifi haşa: “Eğer sen gerçek olaydın, bizi yalancı çıkarmazdın” diye yırtıp atmışlardı ve böylelikle kimi cehlin zebunu, kimi ilmin azgını olup bu hüsranla gitmişlerdir.


Halbuki bu yolun yolcuları kamilleştikçe başları eğik olur.Enaniyet ve gururu ayaklarının altına almışlardır.Yani "İSMAİLLEŞMİŞLERDİR" İsmail ne yaptı,başını bıçağın altına koydu,teslim oldu. Yine bir kısım sözde dervişlikten geçinenler gurur ve kibirin esiri oldular.Başları hep yukarda bir türlü eğemediler.Onlarda tam aksi "şeytanlaşmışlardı" yazık,yazık onlara

Tüm MAKALELER