Futbolseverler "Barcelona-Real Madrid karşılaşması gelsin de keyif yapalım" diye gün sayar!
Çünkü yeryüzünde en heyecanlı ve en çekişmeli maç o dur! Yıldızların göz kamaştırdığı, futbolun tavan yaptığı noktadır! Dış siyasette de Londra böyledir!
Kraliçe'nin emriyle masonları bağrına bastıktan sonra Musevi ailelere liman olmuştur! Bu insanlar bir araya geldiğinde dünyayı değiştirecek AKLI ortaya koyacak kadar yeteneklidir!
Devletlararası ilişkilerde "dostluk, kardeşlik" diye bir şey yoktur! ÇIKAR her şeyi belirler! Ve kendi çıkarını en iyi bulan da hep Londra'dır! Adamların kendi çıkarı için çalışmasına söz söyleyemeyiz! Ancak onlarda bitmek tükenmek bilmeyen OSMANLI kini vardır!
Bunu da fırsat buldukları an gösterirler! Türk'ü sevmezler! Özellikle onların aklını okuyabilen OSMANLI'dan hiç ama hiç haz etmezler! Şimdi yine onların meydana indiği günleri yaşıyoruz!
Ortadoğu ne zaman karışsa, iz bırakmayan ayakkabılarıyla gelip bölgeye çökerler! Taraflar çarpışırken masadan karlı olarak kalkan bunlar olur!
"Dostumuz ya da düşmanımız yok, sadece ajandamız vardır!" sözü bunların yeminidir! Çok karmaşık ilişkiler ağını başarıyla yönetirler! Mesela hiç ortaya çıkmayan Rothschild ailesinin çok önemli bir kolu Paris'tedir! Bu aile bazı konularda iki ülkeyi birbirine bağlar! Ortak çıkar ağır basar! Suriye örneğinde olduğu gibi...
Hiç zar atmazlar! Kazanacakları yolu kana da bulasalar dönüp geri bakmazlar!
Bu kararlılığı gösteren İngiliz Başbakanı Cameron, önceki gün KIRMIZI ÇANTA ile görüldü! Hep var olan ancak kolay kolay gösterilmeyen bir çanta neden şimdi ortaya çıktı! Çok ilginç hikayesi olan ÇANTAYI tanımak için GERİ gitmek şart... Ancak önce şu rakamları bir yere not edelim...
Dünya petrol rezervlerinin yüzde 75'i, gaz rezervlerinin ise yüzde 72'si Rusya, Hazar ve Ortadoğu'dadır! Bu gücü ele geçiren dünyayı yönetir!
Savaşın yaşandığı bölgelerdeki asıl amaç enerjiyi ya da geçiş yollarını kontrol etmektir! Bütün hadise budur, gerisi ise teferruattır!
Neyse...
İngilizler'in GREAT OLD MAN (Büyük İhtiyar) ismi verdikleri bir BAŞBAKANLARI vardı.
"Türkler, insanlık dışı bir örnektir!" diyecek kadar Türkler'den nefret eden biriydi! Ama çok akıllı ve kurnazdı! Eflak-Boğdan'ın elimizden çıkmasında, Bulgarlar'ın kazan kaldırmasında, Mısır'ın bizden kopmasında, Sudan'ın ayrılmasında, Afganistan ve Sudan gibi merkezlerde Osmanlı'nın zayıflatılmasında, Kıbrıs'ın İngilizler'in gündemine girip elden çıkmasında, en önemlisi FİLİSTİN'e YAHUDİLER'in getirilmesinde çok büyük katkısı vardı!
İsrail devletinin kurulması için gereken ilk imzayı çok önceleri atmıştı!
Hayatını KUR'AN-I KERİM'i ve Türkler'i yok etmeye adamıştı! Osmanlı'nın, "attığı her adımı izlediği" ender insanlardandı! Padişah 2. Abdülhamit günahı kadar sevmez, ismini bile duymak istemezdi! Bu nedenle öldüğünde teamüllerin dışına çıkıp cenazeye küçük bir anlam taşıyan temsilci bile göndermedi! Yeterli sebep vardı çünkü!
İşte bu isim, ETON kolej mezunu William Ewart Gladstone'du!
Gladstone, 5 Nisan 1853'te önemli bir toplantıya giderken "çok gizli" evrakı KIRMIZI bir çantaya koymuştu! O tarihten sonra TONY BLAIR gibi onun izinden giden bütün başbakanlar önemli toplantılara KIRMIZI çanta ile gittiler! Ne zaman o çantalar ortaya çıktıysa ORTADOĞU'da hiç iyi şeyler olmadı! Kan, gözyaşı ve acı geldi...
Bu toprakların çocukları kaybederken onlar kazandı! VURMAK için hep bir mazeret bulundu! Ya kendi getirdikleri diktatörler ya da özgürlük isteyen halk sorundu!
Çam ağacından yapılan, üzerinde Kraliyet arması ER, yani Elizabeth Regina ifadesi bulunan ve alttan kilitlenen o kırmızı çanta Cameron'un elinde ilk kez görüldü! Belli ki Ortadoğu'da yeni bir sayfa daha açılıyordu! Acı ve kan başka bir sahneye gebeydi! Rusya, Amerika, Çin, Almanya ve Fransa'nın kafa yorduğu ORTADOĞU'ya İngilizler yeni bir oyunla geliyordu! Suriye'den binlerce kişi, 55 milyar varil petrolün bulunduğu KUZEY IRAK'a geçiyordu. Irak'ın kendisi işgalci güç AMERİKA çıksa da bir türlü huzur bulmuyordu!
Dün aynı anda hem Şİİ hem de SÜNNİ mahallerinde 14 patlama oluyordu!
Kimdi bu bombaları aynı anda patlatan? Bu sorunun cevabını hiç öğrenemedik!
Ama petrol ve gaz zengini Irak'ta paylaşımın tamamlanmadığı ortada! Türkiye KÜRTLER'i kucaklayıp en büyük hamleyi yaptı! Kürt gaz ve petrolünün denize ulaşacağı tek adres Ankara'ydı! İki taraf da bunu gördü! Kürtler'in enerjisi denizle buluştuğunda anlamı vardı! Yoksa yerin altında kalmaya mecburdu!
İran parçalanmamak için savaşıyordu! Euro ile petrol sattığı için hedefti! Avrupa ve Çin'e enerji sevk ettiği için istenmiyordu! Afganistan'a enerji yollarını kesmek için giren Amerika'nın ambargosunu deliyordu! Bir de Hürmüz Boğazı'nı kesip petrol akışını durduracak güce sahipti! Yani BATI için büyük tehlikeydi!
Birileri bölgeyi mezheplere, birileri de ırklara göre ayırmak istiyordu! Ve bütün film OSMANLI'nın eski topraklarında çevriliyordu! Haklı olarak ANKARA da işin içine giriyordu! Herkes herkesle oturup konuşuyordu!
Kendi yörüngesinden çıkan Türkiye'nin Ortadoğu'da petrol ve gaza yaklaşması en çok Londra'nın canını sıkıyordu!
Irak toplamda 143 milyar varille dünya petrol üçüncüsü...
Birinci Suudlar! İkinci ise petrolünü çıkarıp satamayan İran! Suudlar rejim tehlikesiyle sahnede!
Demokrasinin gelip krallıklarını devirmesinden korkuyorlar! Irak, petrolün yanı sıra GAZDAN yana da çok şanslı! İran ise gaz servetine sahip olmakla birlikte GAZIN kaynağı olan Türkmenistan'a da komşu! Söylediğim gibi buralara söz geçiren dünyaya söz geçirir!
Birileri Türkiye'yi GEZİ ve FİNANSAL operasyonlarla kadrodışı bırakmak istedi! 100 yıllık paylaşımın olduğu masadan atmak istedi! Yapamadılar!
Ama mücadele sürüyor ve sürecek!
Sancılı olacak! Londra ya Ankara'yı tamamen kovmak ya da kendine yakın birini başa geçirmek için çırpınıyor!
Erdoğan işlerini bozan tek oyuncu! İki taraf da hazırlığını yaptı! HAFIZASI olanlar kazanacak! En tecrübeli olan Türkler, bölgede yine İngilizler'le kapışacak! Onlar KIRMIZI ÇANTAYI göstererek bunu ilan etti! İmparatorluğa, tarihe, sömürgeciliğe ve halkına böyle mesaj verdi! Şimdi sıra Türkiye'de...Ankara'nın tarihinden alabileceği çok cevap var! Bakalım hangisi tercih edilecek!
Telafisi olmayan bir savaş bu! İKİNCİ KURTULUŞ SAVAŞI...Bizi hep ayırarak yenebildiler! Sırları bu! İçeride sarılalım, gerisi kolay!
Onların hakkından gelecek çok yiğit var!
Takvim / Ergün Diler