TARİHTE VE GÜNÜMÜZ DE DERGAHLARIN GÖREVİ NEDİR ?SORU SOR
Canibim.Com

TARİHTE VE GÜNÜMÜZ DE DERGAHLARIN GÖREVİ NEDİR ? - Canibim.Com

Tekke ve dergahların önemi !

 

Tarihte dergâhlar, toplumda çok önemli görevler yapmıştır.Bunlardan birkaç tanesini söyleyecek olursak; toplumda ticari hayata bugünkü belediyelerin kurduğu meslek edindirme kurslarını, osmanlı yüzyıllar öncesinden lonca ve ahilik teşkilatı vasıtasıyla  yapmıştır. 
 Bir başka görev; haftalık yapılan toplantılarda şeyh efendi ihvana yaptığı sohbetlerde ticaretin helal ve haramlarını en ince noktasına kadar anlatmış, iyi kalitede mal üretmenin, pahalı mal satmamanın, haksız rekabet yapmamanın, müşteriyi kandırmamanın dini boyutunu anlatıp; müşteriye güler yüzlü ve yumuşak davranmanın sadakay-i cariye mahiyetinde olduğunu hatırlatırdı.
 Yani dergâhlar bu günün sivil toplum örgütleriydi.Günümüzde sivil toplum örgütleri siyasi; oysa dergahlar hem sosyal hem de dini irşad görevini yapıyorlardı.Komşu hakkı nedir, yoksula ve düşküne yardım...Şeyh efendi zenginle fakiri buluşturur, fakirleri kollardı.Kimsesizin kimsesi, fakir fukara, garip gurabanın hamisi olur, onun için "efendi baba" denirdi.Bir tür manevi hocaydı.
 Bu gün bu görevleri ifa edecek müessese'ye daha çok ihtiyaç var.Çünkü; tarım toplumundan,  sanayi topmumuna geçişte sosyal hareketlilik artmış, anadoludan kentlere (sanayi şehirlerine) büyük göçler olmuş(ekonomik ve terör nedeniyle)
 Şehirlerin kenarlarında gecekondular(gettolar) oluşmuş, geçim zorluğundan dolayı herkes çalışmak durumunda kalmıştır.Dün lüks sayılar şeyler, bu gün zaruret haline gelmiştir (buzdolabı, çamaşır makinası, telefon, televizyon...)
İnsan bunlara sahip olmak için etten makina gibi koşturup durmaktadır.Teknolojinin getirdiği ihtiyaçlar ve bunlara sahip olma hırsı insanı değirmen gibi öğütmektedir.Aile koşturup duruyor (işe, okula, fabrikaya vs.) ancak akşam yemeğinde birbirini görüyorlar.Baba zaten cahil, anne yetersiz, evlatlar ise doyumsuz.Dini bilgiler, kulaktan dolma olduğu için, çocukları ikna edemiyor.
 İşte anadoludan kopup gelenlerin beklemediği tehlike bu.Dini ve milli alt yapı zayıf olduğundan şehrin büyülü havası bunşları manen ve ahlâken uçurumlara sürüklüyor.Ateist, isyankâr veya ahlâksız ortamlara çekiyor (içki, kumar, uyuşturucu...) Günümüzün iletişim araçları, bu kötü gidişatı daha da hızlandırıyor.(cep telefonu, internet, porno vb.)
 Apartman aileleri yanlızlaştırıyor, kimse kimseyle ilgilenmiyor, dertleşecek kimse yok.Herkes hasta, stres ve depresyonda.Komşuluk ilişkisi bitmiş, yardımlaşma, imece, karzı hasen lügatta ve tarihte kalmış.
 İşte bu sosyal bulanımdan insanların imdatına tasavvufhaneler yetişiyor.Hem dini, hem milli, hemde ekonomik ailevi meseleleri halledebileceğin bir kardeşlik ortamı orada var.
 Orada sıkıntın, üzüntün zikirlerle(Rad:28) toprak hattı yapıp üzerinden atılıyor.Bağırıp, ağlayıp bir tür terapiyle hafifleyip evine dönüyorsun.
 Yüz binler stadyumlara kar yağmur demeden giderler, hiç düşündün mü, sorup araştırdın mı bu insanları oraya çeken sebep ne?
 Bu sorunun cevabını bulmak için, maçtan hoşlanmadığım halde stada gittim.O insanlarla konuştum.Çoğunun hikâyesi aynı.Ekonomik sıkıntı, ailevi problem, iş hayatında sıkıntı, stres vb.İşi tıkır gidene pek rastlamadım.Bağırıp, küfür ederek rahatladıklarını söylüyorlar.
 Bu insanlar, parasız stres atmak istiyorsa zikir meclislerine gelseler hem sevap kazanırlar hem de paraları ceplerinde kalır.
 Allah (c.c) akıl versinde, ne kadar yanlış yaptığınızı anlayın...

Tüm SORU CEVAP KÖŞESİ