USUL VE ERKAN
USUL VE ERKAN - Canibim.Com

                                                                                               TARİKATI

Bilindiği gibi tarikat, insan ruhunun terbiye ve irşad ile dış âlemden ilgisinin kesilmesi, bu sayede Hakk'a vusulün gerçekleşmesinin yoludur. “Bîatü’r-Rıdvan” mukavelesinin şeyh ve mürid arasında teyidi mahiyetinde bir bağlantı ile başlayan irşadın esası zikrullaha dayanır.

Zikir hafi ve cehrî olmak üzere iki çeşittir. Hafi olan Hazret-i Ebubekir'den (Allah ondan razı olsun), cehrisi ise Hazret-i Ali'den (Allah ondan razı olsun) devam edegelen usûldür. Kâdiriyye tarikatındaki zikir, cehrî zikirdir. Hazret-i Risalet-penâh (sallallahu aleyhi ve sellem) Ali Murtaza'yı huzurunda oturtup "Gözlerini yum ve sükût eyle, üç kere ben zikredeyim." buyurup “Sağına meyleyle cehr ile Lâ ilahe illallah de ve soluna meyleyle, yine cehr ile Lâ ilahe illallah! de" diyerek zikir telkin etmişlerdir.

Kâdiriyye tarikatında şeyh ile mürid arasında akdedilen ve mubayaa denilen anlaşmada, müridin yapacağı zikir usûlü kendisine tarif edilir. Şaka dahi olsa yalandan kesinlikle kaçınması tenbih olunur. Tarikatının esaslarını, Gavsu'l Azam, oğlu Seyyid Tacüddîn Abdürrezzak’a vasiyetinde şöyle belirtmiştir: “Oğlum, Cenâb-ı Hakk sana ve kardeşlerine ve bütün Müslümanlara tevfikler ihsan buyursun. Sana vasiyet ederim ki Cenâb-ı Hakk'a teslim ol ve bağlan, emirlerine uy, yasaklarından çekin. Şeriatın emirlerine, hükümlerine son derece özen göstererek riayet et. Bizim tarikatımız Kur'ân-ı Kerîm'e ve sünnet-i seniyyeye dayanır, cömertlik, göğüs selâmeti, eziyetlere tahammül, tarikat kardeşlerinin verdiği zorlukları bağışlama üzerine kuruludur.

Dervişlerle beraber ol, onları daima meclisine getir, gönüllerini hoş et, onları sevindir. Şeyhlere hürmet et, kardeşlerine iyi davran, arkadaşlarınla iyi geçin, hatırlarını kırma. Küçüklere ve büyüklere öğüt ver, herkese iyi nasihatlerde bulunarak tarik-i müstakime ulaşmalarına çalış. Husûmeti terk et, ancak din işlerindeki husûmet başkadır. Fakirliğin hakikati, kişinin kendi gibilerine muhtaç olmamasıdır. Zenginliğin hakikati, kişinin kendi akranından bir şey beklememesidir. Tasavvuf bir haldir. Buna laf ile ulaşma imkânı yoktur. Bir dervişle karşılaştığın zaman onunla ilim konularına girme, iyi davranarak kalbini kazanmaya özen göster. Çünkü ilim o fakiri ürkütür, gücenmesine yol açar. Hoş muamele ile ünsiyet peydâ olur.

Tasavvuf sekiz haslet üzerinedir: 1- İbrahim’in (aleyhisselam) cömertliği, 2- İshak’ın (aleyhisselam) rızası, 3- Eyüp’ün (aleyhisselam) sabrı, 4- Zekeriya'nın (aleyhisselam) işareti, 5- Yusuf’un (aleyhisselam) gurbeti, 6- Yahya’nın (aleyhisselam) sûfi elbisesi, 7- İsa’nın (aleyhisselam) seyahati, 8- Fahr-i Kâinat Efendimiz'in (sallallahu aleyhi ve sellem) fakrından miras kalmış faziletlerdir.

İhlâsı kendine maksat edin. İhlâsın şöyle olsun ki, halkı görmeyi bırak, Hâlık’ı görmeye bak. Sebeplerde Cenâb-ı Hakk’ı itham etme. İhtiyaç, dilek ve maksatlarda beraberlik, sevgi ve yakınlık dolayısıyla insanlardan hiç kimseye güvenme. Yaratılmışları değil, devamlı olarak Yaratıcıyı zikredip görmeye çalış. Bir işin için mukadderata boyun eğ, rıza kapısına yaslan, Cenâb-ı Hakk'a yalvar, kimseye güvenme, ancak Hak Teâla'ya güven. Ne hâcetin varsa O’ndan iste. Fukaranın hizmetine üç şeyle devam et: tevazu, iyi huy ve gönül hoşluğu. Yani sağken ölmüş gibi bir iç rahatlığı kazan, sonra bu sâfâ ile alçak gönüllü ve iyi huylu olarak fukaraya (dervişlere) hizmet et.

Cenâb-ı Hakk'a en yakın olan kimse, güzel ahlâkla huyunu genişletip süsleyen kimsedir. Üstün amel, Allah’tan başkasına yönelmemektir. Fukaraya sabrı tavsiye et, Hak Teâla'yı tavsiye et. Dünyada sana iki şey yeter: evliyaya hizmet, fukaraya sevgi beslemek. Hakîkî fakîr, Allah Teâlâ’dan başkasına muhtaç olmaz. Tasavvuf ile fakr çok ciddi iki iştir, bunlara sakın şakadan, eğlenceden bir şey karıştırma. İşte bunlar sana ve müridlerimden işiten ve işitecek olanlara vasiyetimdir. Allah Teâlâ sizi ve bîzi ve bütün Müslümanları bu vasiyet ve tenbihlere uymakta başarılı kılsın. Amin.”

Tarikatta başlıca umde “Teslim, sellem. (Teslim ol, selâmet bul.) olarak ifade edilmiştir.

Kâdiriyye Tarikatının Silsilesi: Şeyh Ebu’l Hasan Ali bin Musa Rıza (k.s), Şeyh Maruf Kerhi (k.s), Şeyh Sırrı Sakati (k.s), Şeynu's-Sofiyye Ebu’l-Kâsım Cüneyd Bağdadi (k.s), Şeyhü’l-Âşıkin Ebi Bekir Delf bin Şiblı (k.s), Şeyh Ebi Fazl Abdülvâhid Temimi (k.s), Şeyh Ebi Ferec Tarsusi (k.s), Şeyh Ebi Hasan Hekari (k.s), Şeyh Ebu Said Mübarek Mahzûmi (k.s), Seyyidü’s-Sadat Kutbü’l-Vücüd’ür-Rabbani ve’l-Heykelüs-Samedânî Hazretleri, Şeyh Seyyid Abdülkâdir Geylânî (k.s).

Maruf Kerhi (k.s) Ebu’l Hasan Ali ibn Musa Rıza Hazretleri’den el alıp halifelik etmelerine göre tarikat silsilesi silsile-i zeheb yönünden de Ali bin Ebi Tâlib (r.a.) ve Muhammed Mustafa Resûlullah'a (sallallahu aleyhi ve sellem) ulaşır.


Tüm YAZILI SOHBETLER